Lalyasam.com, Türkiye’de faaliyet gösteren bir çevrimiçi kristal-takı mağazasıdır. Sitemizde birbirinden şık ve kaliteli taş yüzükler satışa sunulmaktadır. Amacımız müşterilerimize uygun fiyatlarla en kaliteli ürünleri sunarken, onlara güvenilir bir alışveriş deneyimi yaşatmaktır. Lalyasam.com olarak müşteri memnuniyeti bizim için en önemli önceliktir. Mağazamızda satışa sunulan tüm ürünler, titizlikle seçilmiş ve kalite standartlarına uygun olarak üretilmiştir. Müşterilerimize sunduğumuz ürünlerin yanı sıra, onlara sağladığımız müşteri hizmetleri de en üst düzeydedir.
TUNA KAMHİ KİMDİR?
25 senedir hayatımın amacı haline gelen kişisel dönüşüm çalışmalarına gönül vermiş biriyim… Varlığın mutluluğunu hedef alan her türlü öğretiye, her zaman açık oldum. Psikoloji, felsefe, sosyoloji, fizik ve tabii ki din ve ruhsal öğretiler; bütün bu branşlar farkındalığı genişleten, insanın daha bilgece yaşamasına yardımcı olan, hayatın içinde daha olgun bir tavır sergilemesine rehber olan öğretiler.
Bilgi hiç durmaz, hep akar. Bizim onu nasıl kullanacağımız önemli. Ve tabii ki yaşamın kendisi bir okul. Her gün öğreniyoruz, sınavlara tabii oluyoruz. Bazen üstesinden kolayca gelebiliyoruz, bazen de derin yaralar alıyoruz. İşte bu aşamada kişisel dönüşüm çalışmaları bu derin yaraları nasıl dönüştürebileceğimizi öğretiyor. Yaşam yolculuğunda hepimiz gibi yol alan biriyim… Yolcu…
Lal Yaşam’la ilgili kısaca bilgi alabilir miyiz?
Lal Yaşam 20 sene önce doğdu… Kristallerin hayatımızdaki önemini vurgulayan bir mekân. Şifa, güç, enerji için kullanılan kristallerin yanı sıra, koleksiyon taşları ve görselliği öncelikli olan takılar da ürünlerimiz arasında yer alıyor.
Taşların yanı sıra kozmik takıları da önemli bulduğum için gümüşten hazırladığım yaşam çiçeği, hayat ağacı, merkaba, metatronun kübü, torus, çakralar, enerji ve sevgiyi vurgulayan motiflere de yer verdim.
Doğal taşlara ve kristallere ilginiz nasıl başladı? Nasıl bir eğitim aldınız?
Spritüel bakış açısıyla kişisel gelişim eğitimlerinin bir öğretisi de kristallerle ilgilidir. Görsellikleri, şekilleri ve doğallıkları her zaman ilgimi çekti. Ancak birebir hissederek deneyimlemem 20 sene öncesine dayanır. 2007 yılında çok ağır bir hastalık geçirdim; teşhis konması ve tedaviye başlanması uzun zaman aldı. Bu sürede geleneksel tıbbın yanı sıra taşların enerjisinden de yararlanma yoluna gittim. İsrail’de ameliyat oldum; oldukça zor ve ağrılı bir süreç geçirdim. Sağlığıma kavuştuktan bir süre sonra bir gün boynumda taşıdığım aragonit taşımla oynarken elimin yandığını hissettim. Bu beni derinden etkileyen bir deneyimdi. Ani bir kararla kristallerle hizmet verebileceğim bir dükkân açmaya karar verdim. Böylece Lal Yaşam doğdu.
Ancak Türkiye’de taşlarla ilgili yayınlar ve öğretiler yetersiz olduğu için Amerika’da Love And Light Crystal Therapeutique School adında bir okuldan kristallerle ilgili eğitimimi tamamladım. Ve bu konuda hâlâ kendimi eğitmeye devam ediyorum. Katrina Raphaell’in çalışmalarını yakından izliyorum.
Sizce taşların sırrı ve kristallerin yararları nelerdir? Enerjilerini nereden alıyorlar?
Benim en çok üstünde durduğum taş grubu kuvars grubudur. SIO2 kimyasal formüle sahip olan bu grup piezzoelektrik taşlardır. Üzerine uygulanan belli bir basınç, kristal yüzeyleri arasında bir elektriksel gerilim yaratır. Bu özelliğinden dolayı bugün kristaller teknolojide kullanılıyor. Kristaller olmasa bilgisayar sistemi çöker.
Bilindiği gibi katı maddeler yüklü parçacıklardan oluşur ve bir katı madde içinde negatif ve pozitif yüklü parçacıklar dengededir. Ancak mekanik bir yolla taşın üzerine bir kuvvet uygulamak yüzey yüklerinin oluşmasına neden olur, bir elektrik alanı yaratır. Bu elektromanyetik alan aura dediğimiz enerji bedenin kendisidir. Yani taşlar canlı varlıklardır. Tüm evrenin canlı bir organizma olduğu gibi.
Şamanlara göre kristaller katılaşmış ışıktır. Enerji yayarlar, toplarlar, dönüştürürler, çekerler ve iterler; aynen bir mıknatıs gibidirler. Ve evrenin en eski bilge varlıklarıdır. Bizden önce onlar vardı. Cep telefonu, telsiz ve bilgisayarlardan yayılan radyasyonu toplarlar, zihinsel konsantrasyonu kuvvetlendirirler. Zihinsel bir simya yaratırlar. Her hastalık bir negativitedir. İlaçların yanı sıra destekleyici ve şifa kaynaklı kullanılabilen cisimlerdir. Durağandırlar ama Einstein’ın dediği gibi enerjinin katılaşmış formudurlar.
Bugün Amerika’da Mayo Klinikleri’nde ameliyatlardan sonra hızla iyileşebilme, hücrelerin yenilenmesi, bağışıklık sisteminin yükselmesi için kristaller destekleyici tedavi olarak kullanılır.
Sizin hayatınızda karşılaştığınız taşlarla ilgili mucizevî olaylar var mı?
En önemli olay daha önce de bahsettiğim gibi elimi yakan aragonit taşıyla yaşadığım güçlü enerjidir.
Bunun dışında bir gün dükkânda kanserli bir vaka için dumanlı kuvars adında bir taş öneriyordum. Dumanlı kuvars kemoterapinin ve radyoterapinin aura’da ve fiziksel bedende yarattığı hasarları onaran güçlü bir taştır; negatif enerjiden koruyucu olarak kullanılabilir.
Bu taşı önerirken yine delici ve yakıcı bir enerji hissettim. Adeta elbisemi ve bedenimi delip geçen bir enerjiydi. Çok etkilenmiştim…
Herkesin şahsına, ruhuna ait olan taş/taşlar var mıdır? Kişi taş seçimini yaparken nasıl bir yol izlemeli?
Herkesin taşı farklıdır. Ancak her taşın yerine geçebilecek bir taşımız var, o da kristal kuvarstır. Tüm gökkuşağı renklerini barındırdığı ve enerjisi çok yüksek olduğu için herkesin mutlaka kullanmasını veya evinde bulundurmasını önerdiğim bir kristaldir…
Chakra açma ve dengeleme çalışmalarında en çok kullandığım taş kristal kuvarstır. Her chakra’nın baskın olan bir rengi vardır, o doğrultuda da taş öneriyoruz… Örneğin ifade gücünü arttırmak, karşı tarafı ikna etmek için, boğaz enfeksiyonlarına ve boğaz rahatsızlıklarına iyi gelen mavi renkte taşlar öneriyoruz…
Taş seçiminde kişi içsel bilgeliğini kullanarak seçimini yapamıyorsa başvurduğumuz iki yöntem daha var… Biri sarkaç yöntemi, diğeri de burçlar. Ama önce elimizi taşların üstünde gezdireceğiz, taşı elimize alacağız ve enerjisini hissedeceğiz…
Hepimiz ruhumuzu besliyoruz, peki siz ne yapıyorsunuz?
Sağlıklı olmanın yolu beden-zihin-ruh arasındaki dengeyi koruyabilmekten geçer. Bazen bunu gerçekleştiremiyoruz. Çünkü çok önemli bir rakibimiz var; egomuz… Her an, her dakika yakamıza yapışıp bizi tuzağa düşürmek için hazır bekliyor.
Öz benliğimizle bütünleşebilmek için en iyi yöntem bence dua ve şükretmeyi hayatımızda daim tutmaktır. Bunu bir yaşam şekli, bir disiplin olarak görürsek egonun oyunlarına daha az geliriz.
Ve tabii ki müzik… Bilhassa Bach’ın müziğini dinlemek kişinin titreşimlerini evrenin titreşimleri ile rezonansa getiriyor. Altın oranı ve Fibonacci’nin sayısal sekanslarını kullanan Bach evrenin doğal ritmini yakalamış bir kompozitör.
Son olarak derslerinize katılmak isteyenlere mesajınız var mı?
Kristalleri hayatımıza sokarak enerjimizi yükseltmek, yalnız bizim değil, ‘aura’sı olan her yaşam formuna kuvvet vermek için taşların mucizevî gücüne başvurabiliriz.
Hayvanlarımızı korumak için bir türkuaz taşı, balıklarımızın gelişmesi için akvaryuma bir akuamarin taşını veya bitkimizin yeşermesi için bir yosunlu akik ve dentritli opali kullanabiliriz. Mekânımızı temizlemek içinse bir kristal kuvarsı kullanabiliriz.
Kızılderililerin söylediği gibi taşlar bizim büyükbabalarımızdır. Bilge varlıklar, evrenin en eski yaşam formlarıdır. Onları kullanmak için bile taşlardan izin istemek, hürmet etmek gerekir. Işık dolu bu varlıkları hayatınıza sokmak için seminerlere katılmanızı öneririm.